top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıAHMET YAVUZÇEHRE

DENİZLİ’DE VAR BİR PAMUKKALE

Bugün Türkiye’yi tanıtan hemen hemen tüm yayınlarda Pamukkale de paçaları sıvanmış, ellerinde terlik yürüyen gençlerresmedilir. Beyaz travertenlerimizin eşi benzeri olmadığı ile gururlanır dururuz. Eskiden üzerinde kurulu oteller yüzünden kararmaya başladığı günleri unuttuk çoktan. O kadar çok zaman geçti ki o sarılaşan travertenler tekrar bembeyaz oldu. Artık üzerinde paraşütçüler geçiyor. O kadar çok zaman geçti ki artık kimse hatırlamıyor yanından arabayla geçerken düşen suyun camları ıslattığı günleri. Artık bembeyaz Denizli nin en yaşlı gelini.

Ama bir tıkanmanın olduğu, bazı şeylerin de yavan kaldığı da bir realitedir. Yani o herkesin eleştirdiği oteller kapandığından beridir hiçbir şey aynı değil sanki. Bazı şeyler eksildi. Daha doğrusu bir bağ kopuşu oldu. Gidilmez oldu. Eskiden tüm evlenenler bir kere de olsa travertenlerde gelinlikli, damatlıklı poz veririlerdi. Şimdi oralara gitmek zor olmaya başladı. İnsanlar onun yerine Çamlık a gider oldu. Okullar sene de bir gezi düzenlerdi. Ama üniversitesi sayesinde nüfusu hatırı sayılır artsa daDenizli’nin, Pamukkale’ye giden ziyaretçi sayısı sanki o kadar artmadı. Peki neden bıraktık şehrimizin rengi beyaz içi kararmış gelinini tek başına. Eskiden yolu tek yönlüyken mantıcıda mantı yiyip travertenlere ayaklarını sokmak isteyenler neden şimdi istemez oldular Pamukkale’yi. Neden zor gelir oldu gitmek oralara.

Öncelikle sanayici bir toplum anlamıyor belki de turizmin dinamiklerini. Yani hafta içi yoğun iş hayatında yorulan bizler belki artık eskiden arabalarımızla çıktığımız ama şimdi araba girişi yasak olan odik yokuşu tırmanmak istemiyoruz. Nefesimiz yetmiyor ağaçsız o sıcak yolda yürümeye belki.

Belki giriş parası olarak istenen ama asıl amacı müze kart satışı yapmak olan bir organizasyona kafamız basmıyor. Ailece o kadar para veresimiz gelmiyor. Ya da müze kart almaya üşeniyoruz.

Belki Hierapolis antik kalıntılarında yeni bulunan Cehennem Kapısını bilmiyoruz. Yada orada olanları bize anlatacak rehberlere nasıl ulaşacağımız konusunda bir yol gösteren yok. Belki de yok öyle tur rehberleri.Ya da girişi kişi başı 35 TL olan bir organizasyonda bu hizmet kim bilir kaç paradır diye sormaya korkuyoruz.

Belki Arnavut kaldırımlı yollarının yanına yapılan parkı suni buluyoruz. Ya da yanına açılan otellerin işletmeciliğinin ne zaman profesyonelleşeceğini beklemekten sıkıldık.

Belki her açılan kafeteryanın kalitesinin şehirdeki gibi olmasını beklemenin nafile olduğunu içimize sindirdik. Artık Pamukkale’nin karşısındaki bakkalların terliği bol, sahte gözlüklü vitrinleri görünmez olacak kadar alışkanlık yarattı bizde.

Belki geçmiş dönemlerde bizlere müjdelenen bisiklet yolu yapılmadığı için kırgınız Pamukkale ye. Açılsa belki bisikletlerle gideceğiz ama söz verilip yapılmayınca bu proje, darıldık.

Belki oralarda konserler verilmesini, etkinlikler yapılmasını özledik. Sezen Aksu nun gelip içli içli şarkı söylemesini bekliyoruz. Ama Anadolu Ateşinin zıplaması bol dansları için de orayı uygun görmüyoruz. Zıplayıp taşlarımızı kırarlar diye de koruyoruz içimizden gizli gizli.

Ama galiba özlüyoruz Antik Havuzda yüzdüğümüz günleri. Yüzme bilmesek de taşına çıkıp atladığımız içinde çok kalınca kalbimizi daraltan havuzun bizden ne kadar uzaklaştığını fark ediyoruz. O kadar pahalı olmamalı girişi bizce.

Belki nedenini tam anlayamadığımız bir şekilde aceleyle işletmeciliğinin Türsab a verilmesine kızgınlığımız geçmedi hala. Sindiremiyoruz bizim gibi tüm dünya ile entegre olan bir şehir işletemedi diye başka bir kuruma devredilmesini. Şimdikinden daha iyi yöneteceğimizi bildiğimiz için belki de küstük Pamukkale ye…Antalya’dan gelen günübirlikçi tur otobüslerini geniş yollarımızın sol şeridinde gördükçe içimiz burkuluyor da içimize atıyoruz belki de bu turistlerin bizim otellerimizde gecelememesini.

Belki bir şehir turizm politikasını yapacağımız günlerin gelmesini bekliyoruz. Sadece valilik veya belediyeler ile değil. Üniversiteden, STK lara, Platformdan Otel işletmelerine herkesin katılacağı bir ortak akıl toplantısı olmasını bekliyoruz. Pamukkale nin bize ait olduğunu hatırlatacak bir ortak bilinç çalışmasının özlemini duyup; elimizde bulunan, nesillerdir hakkıyla işletilemeyen bir güzelliğin ait olduğu şehri kalkındırmasını bekliyoruz.

Bilmem. Belki de bunlar değildir sebep. Bizler bu güzellik için emek vermediğimiz için o bize kırgındır. Belki bu yüzden biz ondan uzaklaşmamışızdır da o bizden uzaklaşmıştır.

Kim bilir?

7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2 Post
bottom of page